Plastik kirliliği hakkındaki devam eden tartışmalar artarken küresel plastik atık ticareti son yıllarda oldukça fazla dikkat çekiyor. Hepimizin bildiği üzere plastikler doğada uzun süre çözülmeden kalıyor ve tüm dünyaya büyük ölçüde zarar veriyor. Bazı hayvanların midesinde birikiyor ve ölüme yol açabiliyor. Toprağın yapısını bozarak verimsizliğe neden oluyor. Buna ek olarak mikroplastik denen küçük parçacıklara ayrılarak suya, hayvanlara ve bu iki kaynaktan da insan bedenine geçiyor. Mikroplastiklerin insan sağlığına nasıl etkileri olabileceği ise henüz bilinmiyor. Bunun önüne geçmek için tek kullanımlık ürünler yerine, geri dönüşümlü ürünler tavsiye ediliyor. Türkiye, 2020 yılında Avrupa’dan en çok plastik atık alan ülke oldu. Her gün 241 kamyon dolusu plastik atık Türkiye’ye getiriliyor. Son 16 yılda ise Avrupa’dan Türkiye’ye gelen plastik atıklar 196 kat arttı. Çin’in 2018 yılındaki plastik atık ithalatı yasağının ardından plastik çöplerin yeni adresi olan Türkiye’de her sene plastik atık ithalatı katlanarak artmaya devam ediyor. 2020 yılında Türkiye’ye toplam 659,960 ton plastik atık ithal edildi. Türkiye’de yurt dışından ithal edilen plastik atıkların yakılması yasak. Bu atıklar yandığında çevreye büyük miktarda karbon salıyor, bunun yanı sıra zehirli olabilecek metallerden pestisitlere kadar çok sayıda kirleticinin havaya ve su kaynaklarına karışmasına yol açabiliyor. Bu atıklar kurallara uygun dönüştürüldüğünde bile geri dönüşüm tesislerinin çevreye mikroplastik salması riski devam ediyor. Dışarıdan plastik çöp alınmasının Türkiye açısından oldukça kötü ve onarılamayacak derecede sonuçları ortaya çıkıyor. Plastik atık ithalatı yerine ülke içinde üretilen atığı dönüştürmeye enerji harcamasının daha faydalı olacağı konuşuluyor. Önümüzdeki yıllarda plastik atık ithalatı ve geri dönüşüm için ne gibi adımlar atılacak, hep birlikte göreceğiz. Bizler de üzerimize düşeni yapmak adına geri dönüşümlü ürünlere önem vererek hayatımızı buna göre yaşamalı ve çevreyi kirletmemeliyiz.
